Ana içeriğe atla

İçimden Ellerinize Dair Demek Geçti Kırmızıydı Yayanın Yüzü



Sonra onlar çılgınlık bitip 
Sürü dağılınca, yapayalnız gecelerde 
Durgun ve dilsiz, yastıklara çivili 
Bir mızıka sesiyle uyanmazlar mı 
Asaf'ın ateşlere karşı çaldığı?.. 

Bir otel odasında gencecik çocuklar 
Çırpındıkça bir yudum soluk için 
Üzerine benzin döküp oynayanlar 
Onlar birgün öpmeye eğilince çocuklarını 
Dudaklarında duman ve yanık et kokusu 
Boğum boğum tıkamaz mı soluklarını?.. 

Sevgisiz bir Tanrının kinle büyüttüğü 
Ölüme tapınan o siyah adamlar 
Onlar birgün yağmurlardan sonra 
Güneş salkım salkım dallarda yanarken 
Rüzgârdan utanıp sudan korkmazlar mı?.. 

Ayrılık herkesin kapısını çalar birgün 
Dağlar kararırken ya da günün eşiğinde 
Onlar, saz kırıp şiir yakanlar 
İçlerinde gezinen kederi bir türküyle 
Bastırmak isterlerse derinden ve sessiz 
Çalmazlar mı duvarlara kirli bedenlerini?.. 

Kimse temizim demesin, kimse 
Bütün bir ülke odun taşıdı Behçet'in yangınına... 
Onlar, secdesi küf kıblesi korku olanlar 
Onlar birgün ölüm menevişlenince içlerinde 
Tütmez mi kirpiklerinde "dumanı lekesiz biri"?..

Şükrü Erbaş / Kimse temizim demesin

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Patladı Patlayacak Bir Kursak

-bir umudumuz kaldı elimizde  şimdi onunla ovuyoruz sancıyan yaşamı iftar sofralarında gül şerbetlerin yerini alan  fare kanlı asit, biliyorum bu bir çocuk yalanı baretli sarı yelekli bir kravat  vuruyor ilk malayı bu yalana iş bununla bitse iyi ki iş hiç bitmez nasırlara deva olamayacaksa nivea pijamalarıyla kızlar o dev aynasında  foşur foşur yıkayamayacaklarsa yüzlerini dove'la -iş hiç bitmez bir sabun köpürürken niçin şiir yazılmasın  çocuk kanları boğuyorken mürekkebi kağıdın bükülüp sonuna geldiği bu anda  bir şiir yalnayak fosfor göğün altında dimdik! kederlerine barkod vurulmuş dünyanın  balta girmemiş ormanları da kalmadı  burkukları saracak iprek kumaş yarayı sağaltacak hint yağı yani ki vurulduğumuzla kaldık bire on metre kare dükkan için birbirlerini vururken oğullar kızlar bir adam gecelerden kovulurken doğranırken şehrimizin takımı  kıraathanede olmadık laflarla kırkyıl kırkyıl arayı açarken ihtiyarlar çukurda tepinen çocuklar g...

Deli Gibi Uykum Var Nermin

Deli gibi uykum var Nermin gözlerimi yumsam mayınlar patlayacak çobanlarımda kuzular geceye kırık bir kaval gibi dizilecekler elimden hiçbir şey gelmiyor inan dünyasız kaldıkça böyle aklıma seni düşürüyorum karnıma bir tank giriyor gibi seni düşünüyorum alnımda harp kaşlarıma basa basa yürürken çehreme çalınmış hilal kalbimden küllerle fışkıracak neredeyse dönüp baksan ölümün elimden olacak bir terazi bozacak eski bir teraziyi morga mor çalacak pıhtılaşan kan terlemeyen bir at patlayacak koşarken dönüp baksan Şeddad’ı indirecek kıyamet! tül rüzgarla değil artık güneş bile battı savrulan balyoz içinden geçiyor buharın tutan el yarıyor suyu kan zerk aleminde seninle dolanırken kuyumu kıyıldı nikah ölsem de durur nişanı ben bir tek damarımı bilirim onun da adı Şah! deli gibi uykum var Nermin şuramda sen gecenin üçünde çevirmeme girmişsin o dakka telsizime ela gözlü türküler çalmışlar ve devletin dinlenmeden dinleyen dinlileri dillerimi işkenceye ...

Cananını Kasteder

Bağda gülden bahseden yanağını kasdeder Serviden söz açanlar endamını kasdeder Dilbere vasıl olmak dar-ı dünyadan murad Aşık aşkın derdi ile dermanını kasdeder Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder Yıldızlardan yücedir gözyaşı eşiğinde Bu bulutlar ahımın dumanını kasdeder Ey Avni beyti bozma bahsi ağyar eyleyip Şiir o ki sadece cananını kasdeder Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder Gözümden akan yaş mıdır kan mıdır Lebun yadına lal-u mercan mıdır Gönülde ne var ise faş etti göz Seni sevdiğim yar pinhan mıdır Gözüm ile derya nice bahseder Gözüm gibi ol gevher efşan mıdır Gönül ızdırap ile oldu helak Gelin görün ol afeti can mıdır Demiş Avni’ye ben cefa etmezem Ona cevreden yoksa devran mıdır Avnî Kasd: Niyet. Tasavvur. İsteyerek. Niyet ederek. Dil-ber: (Farsça) Gönül alan, kalbi çeken. Güzel, dilber. Vâsıl: Ulaşan, erişen, kavuşan. Hakka vâsıl olan. Dâr: Yer, mekân, konak. ...