Ana içeriğe atla

GOG - Giaovanni Papini



Kendisine kütüphanede ders çalışmaktan bunalmış ve oraya buraya göz gezdirirken denk geldiğim, 99 basım olmasına rağmen hiç okunmamış olmasından dolayı önce üzülüp sonrasında içine göz attığımda beni heyecanlandıran 'düzyanın dantesi' olarak kabul gören Giovanni Papini'nin Gog adlı eseri..

İtalyan gazeteci, yazar şair ve edebiyat eleştirmeni Papini, 1881’de Floransa’da doğdu. İnstituto di Studi Superiroir’de eğitim gördü. 1903 yılında II Leornardo adlı dergiyi çıkarttı, yönetti.
Papini ve ve dergiye katkıda bulunan diğer yazarlar, bu sayede KierkegaardPeirceNietzsche, Santayana gibi önemli düşünürleri İtalya’ya tanıttılar.
Papini’nin ilk dönem yapıtları arasında Filozofların Çöküşü II Pilota Cieco sayılabilir. 1912’de otobiyografik eseri Un Uomo Finito’yu (Bitik Bir Adam) yayımlandı.
Papini’nin Katolikliğe dönüşünü belgeleyen Storia di Cristo (İsa’nın Hayatı) adlı yapıtı birçok dile çevrilerek dünya çapında ün kazandı.

YENİ ÇIĞIRLAR AÇAN KİTAP
Giovanni Papini entelektüel kimliğinizde yeni çığırlar açıyor. Ruhumuzun derinliklerinde yeni yansımalara yol açan Papini’yi aykırı yapan da budur belki. Zengin adamın akıl hastanesinde çıkarak dünyayı gezmek istemesi kendisi için taze başlangıçlara neden olur.
Kahramanımız muazzam derecede varlıklı biridir. Çağının önde gelen bütün düşünürlerini, aydınlarını, fikir adamlarına tabiri caizse çuvalla para vererek onların ağzından bildiklerini dinler. Bu aynı zamanda cahil adamın bilgiye aç olduğunu gösterir.
Parayla bilgi sahibi olabileceğini düşünen kahramanımızın içine düştüğü dramatik durum, yazarın ince eleştirileriyle hayat buluyor. Giovvani Papini’nin 20. yüzyılın başat eseri olan Gog, sıra dışı olay örgüsü ve edebi tadıyla öne çıkıyor.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Patladı Patlayacak Bir Kursak

-bir umudumuz kaldı elimizde  şimdi onunla ovuyoruz sancıyan yaşamı iftar sofralarında gül şerbetlerin yerini alan  fare kanlı asit, biliyorum bu bir çocuk yalanı baretli sarı yelekli bir kravat  vuruyor ilk malayı bu yalana iş bununla bitse iyi ki iş hiç bitmez nasırlara deva olamayacaksa nivea pijamalarıyla kızlar o dev aynasında  foşur foşur yıkayamayacaklarsa yüzlerini dove'la -iş hiç bitmez bir sabun köpürürken niçin şiir yazılmasın  çocuk kanları boğuyorken mürekkebi kağıdın bükülüp sonuna geldiği bu anda  bir şiir yalnayak fosfor göğün altında dimdik! kederlerine barkod vurulmuş dünyanın  balta girmemiş ormanları da kalmadı  burkukları saracak iprek kumaş yarayı sağaltacak hint yağı yani ki vurulduğumuzla kaldık bire on metre kare dükkan için birbirlerini vururken oğullar kızlar bir adam gecelerden kovulurken doğranırken şehrimizin takımı  kıraathanede olmadık laflarla kırkyıl kırkyıl arayı açarken ihtiyarlar çukurda tepinen çocuklar g...

Ben Dirimle Doğrulurken

Sis boruları ötmeğe başladı yavrular Şimdi oradalar - Aşk delice kımıldamalı yatağından Sen bir yıldız kaymasıyla yatağından Üstüne alevleri alarak Kemikli bir aşk gencinin kollarından tutarak Sen kanın damarlara tutunamadığı anlardan Beni karnınla Bir göz boğuşmasına daha kandırarak Bul içe kapanık hayvanlarımı yalvarmalarınla Üzülmüş Belki dünya ile horlanmışım Ansızın çık oradan görün orada Bu siyah basmış kara akar deme - Başka olmalı gövdemi denetleyişin                               aşka hazır olan ... LARDAN. OKADIN'lardan Halk aşksızsa sokaklar           banka dükkânlarıyla doludur Ellerimi kâlb olmayan sularla                 ıslamaya alışır o kızlar - işte artık kaçmak - işte durmadan karşımızdayken bile - - ılık e...

Kurnaz Bay Mistik

''Bay Mistik kurnazdır. Sahib-it-taktiktir. Küfreder. ‘Küfür ediyorsun!’ der. Müfteridir. İftiraya uğradığını söyler. Bay Mistik o kadar kurnazdır ki bu marifeti yüzüne vurulduğu zaman : “- İspat edin! diye böbürlenir. Çünkü Bay Mistik bilir ki, onun küfürbazlığını, müfteriliğini, jurnalcılığını ispat etmek için, şimdiye kadar yaptığı ‘polemik’leri teker teker, yeni baştan neşretmek lazımdır. (…) Halbuki bu yapılmaya değer bir iş değildir. Hem çok uzun sürer, çok yer tutar, hem de bilineni bir daha bildirmek gibi komik bir şey olur. (…) Dedim ya, Bay Mistik kurnazdır. Sahib-it-taktiktir. İşte yine bu kurnaz Bay Mistik’e ‘iftira?!’ ediyorum. Diyorum ki : Onun kurnazlığı bir fırıldağın kurnazlığı gibidir. Bir bakarsınız : hudutsuz mücerret ‘hürriyet’ taraftarıdır. Sonra döner, ‘disiplinli’ hürriyetten yana çıkar. (…) Bir bakarsınız : ‘izm’le biten her çeşit mefhumun düşmanıdır. Sonra döner, bazı ‘izm’li mefhumlara bağlanır. Babıâli caddesinde Kont de Larok gibi dolaşı...