Ana içeriğe atla

Kötücül Kuşların Tüneği

bir sabana varmıyor mu ceyransız 
eviçlerinin hatrına düşen 
her hikayenin sonu 
ellerinde bir nacak yok mu artık dul 
saçları kınalı dizlerindeki ağrıyı yoklayaraktan 
doğrulurken ilmek değişirken 
bugüne bir el olan kadınların anlatısında 
toprak kireç ve doğum sancısı yok mu 

hatırlıyorum bu komodini aynayı da 
ölü çoktan öldürülmüş bir yüze 
artık katlanamamanın kırçıl rengi 
aynada küçük sırça parmaklar 
bir taze sofranın akşam vakitlerinin habercisi 

yolla büyüyen otobüsler şehir meydanlarında 
en olmayan bir duygu insan tabiatında 
acının umudun insanlığımızın ötesinde
bir duygu kiracı yolcu otobüsleri 
ve içinde taş yufka kömür mangal 
yolcu otobüsleri 

yol düşünce içine insanın 
değişir seher ve gurub vakti 
değişir şeritle birlik tütün saran el 
mavu direklere gerili telde bir yaşmak 
şıp şıp damlar o korkunç yalnızlığına insanın 
ve yuka kaplarda gurbet mayalanırken 
tahammülfersa yüzlerde beliren nursel 
sana sana sana inanıyorum 
bir sac sıcaklığında yürek 

bir çeşme kurnasında içli dağ önlerinde 
dudakların yorgun kıpraşında 
bana yüzler hatırlatan yürek 
suyun bile genzine vuranları 
göklerin bulutla sarmalanışını 
hayalin cumbasından atılanları 
koşar adım yeldirmesine sokan yürek 

bitap ses kesik damar soluk beniz 
sana üfrülen nefeste yok yorgunluk
kışın sancısında titreyen yürek
kötücül kuşların tüneği yürek 
kırgınlıklarla çarpan çolak yürek 

çolak ama tutmaya hazır 
hazır tutmaya tutturulmaya 
kızgın o demir mengenesinde inancın 

ah ki çatlak ve yırtık kalaydı bu sathın
bilinmez börkün kan pınarlarından geçtiği 
acının hangi sofrasında oturur yen bilinmez 
bir kayradır bize senden 
çırpan sesinden anlamak yarayı 
tanrım yüreğin iniltilerine de 
yetecek bir işitmek ihsan et 
ve palamarlarla bir rıhtım bulunca
alalım yüreğin kan kemik etsiz darasını 

içinde onlarca dehliz taşıyan yürek 
seni yine bir sac sıcaklığında hissederek 
ve o akşam vakitlerini 
hatrıma düşen kara yüzlerden bir yüz bilerek 
ve çatlak ve mangal ve çolak yanlarım 
bir yaban rengine bürünsün diye 
mazotu kanla dolu otobüs 
beni de taşıyacak 
enginlere 

ramazan arslan 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Patladı Patlayacak Bir Kursak

-bir umudumuz kaldı elimizde  şimdi onunla ovuyoruz sancıyan yaşamı iftar sofralarında gül şerbetlerin yerini alan  fare kanlı asit, biliyorum bu bir çocuk yalanı baretli sarı yelekli bir kravat  vuruyor ilk malayı bu yalana iş bununla bitse iyi ki iş hiç bitmez nasırlara deva olamayacaksa nivea pijamalarıyla kızlar o dev aynasında  foşur foşur yıkayamayacaklarsa yüzlerini dove'la -iş hiç bitmez bir sabun köpürürken niçin şiir yazılmasın  çocuk kanları boğuyorken mürekkebi kağıdın bükülüp sonuna geldiği bu anda  bir şiir yalnayak fosfor göğün altında dimdik! kederlerine barkod vurulmuş dünyanın  balta girmemiş ormanları da kalmadı  burkukları saracak iprek kumaş yarayı sağaltacak hint yağı yani ki vurulduğumuzla kaldık bire on metre kare dükkan için birbirlerini vururken oğullar kızlar bir adam gecelerden kovulurken doğranırken şehrimizin takımı  kıraathanede olmadık laflarla kırkyıl kırkyıl arayı açarken ihtiyarlar çukurda tepinen çocuklar g...

Yalnız Hüznü Vardır Kalbi Olanın

IV hüzün yalındır-dağdan aparılmış kar topakları gibi yel ki ince ipince bir teldir kopmuştur insan  azar azar kopmuştur yalnız hüznü vardır kalbi olanın hüzün öylece orta yerdedir tuhaf bir yarma yaşanıyordur çepeçevre şeytan kilitleri sınav | İlhami Çiçek

Cananını Kasteder

Bağda gülden bahseden yanağını kasdeder Serviden söz açanlar endamını kasdeder Dilbere vasıl olmak dar-ı dünyadan murad Aşık aşkın derdi ile dermanını kasdeder Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder Yıldızlardan yücedir gözyaşı eşiğinde Bu bulutlar ahımın dumanını kasdeder Ey Avni beyti bozma bahsi ağyar eyleyip Şiir o ki sadece cananını kasdeder Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder Gözümden akan yaş mıdır kan mıdır Lebun yadına lal-u mercan mıdır Gönülde ne var ise faş etti göz Seni sevdiğim yar pinhan mıdır Gözüm ile derya nice bahseder Gözüm gibi ol gevher efşan mıdır Gönül ızdırap ile oldu helak Gelin görün ol afeti can mıdır Demiş Avni’ye ben cefa etmezem Ona cevreden yoksa devran mıdır Avnî Kasd: Niyet. Tasavvur. İsteyerek. Niyet ederek. Dil-ber: (Farsça) Gönül alan, kalbi çeken. Güzel, dilber. Vâsıl: Ulaşan, erişen, kavuşan. Hakka vâsıl olan. Dâr: Yer, mekân, konak. ...