Yağmur, Gül ve Eller Yel yapraklarımı savurur, Dört yanım yağmurla örtülü; Güz vaktim gerçek ya, ne yağmur! Kafamda hep bir uykusuzluk Ve masamda bir düşler gülü, Gecenin içinde, soyunuk. Ve bir düşünce arasında Ellerim; beyaz, boş ve bencil, Bu gül’le gece arasında, Kopmuş gidiyor dallarımdan... Hayır, başımdan yana değil Uykusuzluğum, ellerimden. Ahmet Muhip Dıranas
-bir umudumuz kaldı elimizde şimdi onunla ovuyoruz sancıyan yaşamı iftar sofralarında gül şerbetlerin yerini alan fare kanlı asit, biliyorum bu bir çocuk yalanı baretli sarı yelekli bir kravat vuruyor ilk malayı bu yalana iş bununla bitse iyi ki iş hiç bitmez nasırlara deva olamayacaksa nivea pijamalarıyla kızlar o dev aynasında foşur foşur yıkayamayacaklarsa yüzlerini dove'la -iş hiç bitmez bir sabun köpürürken niçin şiir yazılmasın çocuk kanları boğuyorken mürekkebi kağıdın bükülüp sonuna geldiği bu anda bir şiir yalnayak fosfor göğün altında dimdik! kederlerine barkod vurulmuş dünyanın balta girmemiş ormanları da kalmadı burkukları saracak iprek kumaş yarayı sağaltacak hint yağı yani ki vurulduğumuzla kaldık bire on metre kare dükkan için birbirlerini vururken oğullar kızlar bir adam gecelerden kovulurken doğranırken şehrimizin takımı kıraathanede olmadık laflarla kırkyıl kırkyıl arayı açarken ihtiyarlar çukurda tepinen çocuklar g...
Yorumlar
Yorum Gönder