Ana içeriğe atla

kötücül kuşlar tüneği - ramazan arslan

bir sabana varmıyor mu ceyransız
eviçlerinin hatrına düşen
her hikayenin sonu
ellerinde bir nacak yok mu artık dul
saçları kınalı dizlerindeki ağrıyı hatırlamamaya çalışaraktan
doğrulurken ilmek değişirken
bugüne bir el olan kadınların anlatısında
toprak kireç ve doğum sancısı yok mu

hatırlıyorum bu komodini aynayı da
ölü çoktan öldürülmüş bir yüze
artık katlanamamanın kırçıl rengi
aynada küçük sırça parmaklar
bir taze sofranın akşam vakitlerin habercisi

yolla büyüyen otobüsler şehir meydanlarında
en olmayan bir duygu insan tabiatında
acının umudun insanlığımızın ötesinde
bir duyguya kiracı yolcu otobüsleri
ve içinde taş yufka kömür mangal
yolcu otobüsleri

yol düşünce içine insanın
değişir seher ve gurub vakti
değişir şeritle birlik tütün saran el
mavu direklere gerili telde bir yaşmak
yuka kaplarda gurbet mayası
tahammülfersa yüzlerde beliren nursel
sana sana sana inanıyorum
bir sac sıcaklığında yürek
bir çeşme kurnasında dağ önlerinde
dudakların o yorgun kıpraşında
bana yüzler hatırlatan yürek
suyun genzine vuranları
göklerin bulutla sarmalanışını
hayalin cumbasından atılanları
koşar adım yeldirmesine sokan yürek

bitap ses kesik damar soluk beniz
sana üfürülen nefesin içinde
yok yorgunluk
kışın sancısında titreyen yürek
kötücül kuşların tüneği yürek
kırgınlıklarla çarpan çolak yürek
çolak ama tutmaya hazır
hazır tutunmaya tutturulmaya
kızgın o demir mengenesinde inancın

ah ki çatlak ve yırtık kalaydı bu sathın
bilinmez börkün kan pınarlarından geçtiği
acının hangi sofrasında oturur yen bilinmez
bir kayradır bize senden
çırpan sesinden anlamak yarayı
tanrım yüreğin iniltilerine de
yetecek bir işitmek ihsan et
ve palamarlarla bir rıhtım bulunca
alalım yüreğin kan kemik etsiz darasını

içinde onlarca dehliz taşıyan yürek
seni yine bir sac sıcaklığında hissederek
ve o akşam vakitlerini
hatırıma düşen kara yüzlerden bir yüz bilerek
ve çatlak ve mangal ve çolak yanlarım
bir yaban rengine bürünsün diye
mazotu kanla dolu otobüs
beni de taşıyacak
enginlere

ramazan arslan 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Patladı Patlayacak Bir Kursak

-bir umudumuz kaldı elimizde  şimdi onunla ovuyoruz sancıyan yaşamı iftar sofralarında gül şerbetlerin yerini alan  fare kanlı asit, biliyorum bu bir çocuk yalanı baretli sarı yelekli bir kravat  vuruyor ilk malayı bu yalana iş bununla bitse iyi ki iş hiç bitmez nasırlara deva olamayacaksa nivea pijamalarıyla kızlar o dev aynasında  foşur foşur yıkayamayacaklarsa yüzlerini dove'la -iş hiç bitmez bir sabun köpürürken niçin şiir yazılmasın  çocuk kanları boğuyorken mürekkebi kağıdın bükülüp sonuna geldiği bu anda  bir şiir yalnayak fosfor göğün altında dimdik! kederlerine barkod vurulmuş dünyanın  balta girmemiş ormanları da kalmadı  burkukları saracak iprek kumaş yarayı sağaltacak hint yağı yani ki vurulduğumuzla kaldık bire on metre kare dükkan için birbirlerini vururken oğullar kızlar bir adam gecelerden kovulurken doğranırken şehrimizin takımı  kıraathanede olmadık laflarla kırkyıl kırkyıl arayı açarken ihtiyarlar çukurda tepinen çocuklar g...

Deli Gibi Uykum Var Nermin

Deli gibi uykum var Nermin gözlerimi yumsam mayınlar patlayacak çobanlarımda kuzular geceye kırık bir kaval gibi dizilecekler elimden hiçbir şey gelmiyor inan dünyasız kaldıkça böyle aklıma seni düşürüyorum karnıma bir tank giriyor gibi seni düşünüyorum alnımda harp kaşlarıma basa basa yürürken çehreme çalınmış hilal kalbimden küllerle fışkıracak neredeyse dönüp baksan ölümün elimden olacak bir terazi bozacak eski bir teraziyi morga mor çalacak pıhtılaşan kan terlemeyen bir at patlayacak koşarken dönüp baksan Şeddad’ı indirecek kıyamet! tül rüzgarla değil artık güneş bile battı savrulan balyoz içinden geçiyor buharın tutan el yarıyor suyu kan zerk aleminde seninle dolanırken kuyumu kıyıldı nikah ölsem de durur nişanı ben bir tek damarımı bilirim onun da adı Şah! deli gibi uykum var Nermin şuramda sen gecenin üçünde çevirmeme girmişsin o dakka telsizime ela gözlü türküler çalmışlar ve devletin dinlenmeden dinleyen dinlileri dillerimi işkenceye ...

Cananını Kasteder

Bağda gülden bahseden yanağını kasdeder Serviden söz açanlar endamını kasdeder Dilbere vasıl olmak dar-ı dünyadan murad Aşık aşkın derdi ile dermanını kasdeder Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder Yıldızlardan yücedir gözyaşı eşiğinde Bu bulutlar ahımın dumanını kasdeder Ey Avni beyti bozma bahsi ağyar eyleyip Şiir o ki sadece cananını kasdeder Bu fani dünya için değmez kuru kavgaya Ecel ki bu dünyanın ziyanını kasdeder Gözümden akan yaş mıdır kan mıdır Lebun yadına lal-u mercan mıdır Gönülde ne var ise faş etti göz Seni sevdiğim yar pinhan mıdır Gözüm ile derya nice bahseder Gözüm gibi ol gevher efşan mıdır Gönül ızdırap ile oldu helak Gelin görün ol afeti can mıdır Demiş Avni’ye ben cefa etmezem Ona cevreden yoksa devran mıdır Avnî Kasd: Niyet. Tasavvur. İsteyerek. Niyet ederek. Dil-ber: (Farsça) Gönül alan, kalbi çeken. Güzel, dilber. Vâsıl: Ulaşan, erişen, kavuşan. Hakka vâsıl olan. Dâr: Yer, mekân, konak. ...